İSTANBUL — Türkiye, dünyanın yedinci büyük tarım sektörüne sahip. Dünya fındık üretiminin yaklaşık dörtte üçünü karşılarken, her yıl milyonlarca ton kiraz, üzüm, badem, ceviz ve diğer meyveleri de üretiyor.
Ancak Nisan ayında yaşanan geç don olayı, pek çok tarım ürününe ciddi zarar verdi. Ülkenin neredeyse yarısındaki çiftçiler, olağanüstü hava koşulları nedeniyle telafi edilemeyecek şekilde hasar aldı. Bu durumun, zaten rekor seviyelerde seyreden Türkiye’deki gıda fiyatlarını daha da artırması ve küresel piyasaları da ciddi biçimde etkilemesi bekleniyor.
Etkileri hem kısa hem de uzun vadede hissedilecek; çünkü meyve bahçelerinin toparlanması yıllar sürebilir. En ağır darbeyi alan ürünlerden biri ise, küresel arzının yaklaşık üçte ikisi Türkiye’den sağlanan kuru kayısı oldu.
Ülkenin kayısı üretiminin bu yıl 750.000 tondan 10.000 tona düşmesi bekleniyor. Bu durum küresel üretimde yaklaşık %50’lik bir düşüşe, fiyatlarda ise son aylarda %300’e varan oranlarda artışa neden oldu.
TBMM Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu üyesi ve CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer "Tarımda adeta bir deprem yaşandı" diyor. Niğde kırsalında elma üretiminin %95’inin kaybedildiği tahmin ediliyor.
Tahminler değişiklik gösterse de, komisyona göre TARSİM kapsamındaki çiftçilerin kaybı 21 milyar lirayı aşıyor. Meyve üretiminin ise 7 milyon ton düşmesi bekleniyor. Tarım, özellikle kadınlar için önemli bir geçim kaynağı. Türkiye’nin en büyük ikinci çalışma alanı olan bu sektörde, yaklaşık 1 milyon kişilik bir istihdam kaybı yaşanacağı öngörülüyor.
Tarım uzmanlarına göre iyileştirme çalışmaları sürse de, artan bakım maliyetleri çiftçilerin koruyucu önlemlere, sigortaya ve devlet desteğine erişimini kısıtlıyor ve süreci zorlaştırıyor.
Aynı zamanda, Türkiye’nin tarım sektörü, iklim değişikliğiyle artan düzensiz hava olaylarına karşı oldukça kırılgan bir yapıda.

Mevsimsiz don olayı, sıçrayan fiyatlar
Son 30 yılın en yıkıcı mevsim dışı donu, 10-13 Nisan tarihleri arasında Anadolu’da etkili oldu; meyve ağaçlarının çiçek açtığı dönemde sıcaklıklar -15°C’ye kadar düştü. Çiftçiler donla mücadele etmek için gece gündüz araba lastiği ve parafin mum yakıp, duman ve su püskürttüyse de çoğunlukla başarılı olamadılar.
Sprinkler sistemi kullanarak mahsullerinin çoğunu kurtarabilen ender üreticilerden biri olan ve Manisa’da bağcılık yapan Doğan Aralongun, bu süreçte sabaha kadar tarlada kaldığını belirtiyor.
"Termometreyi sürekli kontrol ettim. Sıcaklık 1 derece altına düştüğünde sulama sistemlerini açtım" diyen Aralongun düşük rakımlı ve sıcak bir bölgede olmasının zararlarını azalttığını belirtti.
"Neredeyse tüm ürünler, özellikle de çok yıllık bitkiler etkilendi" diyen Çiftçi-Sen Başkanı Ali Bülent Erdem, böylesine kapsamlı bir don felaketinin ilk kez yaşandığını Turkey recap’e aktardı.
Mali kayıpların yarısına yakını üzümde yaşanırken, fındık ve elmalar da ciddi şekilde zarar gördü. Sultaniye üzümüyle ünlü Manisa en çok etkilenen il oldu; bağların %90’ı zarar gördü ve 10,97 milyar liralık hasar oluştu.
Manisa’da üretim yapan çiftçi Haşim Lımanlar, bu yıl 40 ton yerine yalnızca 20-25 ton kuru üzüm üretebileceğini belirtti. Don olayından önce üretim için zaten büyük ölçüde harcama yapıldığını vurguladı. Zarar gören tomurcukların ise gelecek yıl rekoltede %10-20 arasında bir düşüşe yol açacağını ifade etti.
"Emeğin boşa gitmesine üzüldüm" diyen Lımanlar, hava koşullarına dayanıklı seralara geçmenin ise yüksek maliyetler nedeniyle şu an için mümkün olmadığını belirtti.
Ege Üniversitesi Tarım Fakültesi’nden Prof. Gamze Saner, tüm bu kayıpların öncelikle tüketicilere yansıyacağını Turkey recap’e aktararak, "Bir ürünün arzı azalırsa, toptan ve perakende fiyatlar yükselir; bu da gıda enflasyonunu tetikler" ifadelerini kullandı.
Türkiye’de gıda enflasyonu uzun süredir ciddi bir sorun. Yıllık artış oranları, dünya ortalamasının neredeyse beş katı seviyesinde.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, soğuk hava dalgasını ana etken göstererek 2025 yılı gıda enflasyonu tahminini %26,5’e yükseltti. Saner, bu durumun ülkedeki artan gelir eşitsizliğini daha da derinleştireceği konusunda uyardı. Öte yandan, hükümet stratejik gıdaların tedariğinde herhangi bir risk olmadığını vurguladı.
Çiftçiler, üzüm gibi bazı zarar gören ürünlerin fiyatlarının şimdilik nispeten sabit kaldığını Turkey recap’e aktardı. Denizli’de şaraplık üzümlerinin yaklaşık %20’sini, yani yarım milyon lira değerindeki mahsulünü kaybeden bağcı Ömer Ayhanlı ise, şarap üreticilerinden gelen düşük talebin fiyat artışını sınırlayacağını söyledi.

Nutella sorunları
Donun etkileri yerel gıda enflasyonunu artırmanın yanı sıra uluslararası piyasalarda da dalgalanmalara yol açıyor. Özellikle Türkiye’nin önde gelen üretici olduğu bazı ürünlerde fiyatlar önemli ölçüde yükseldi.
Dünyadaki fındık üretiminin yaklaşık %70’i Türkiye’den geliyor ve bunun dörtte birini İtalyan Nutella üreticisi Ferrero alıyor. Ancak üretimin üçte birinin don nedeniyle zarar görmesi bekleniyor. Bu da, önümüzdeki aylarda, Nutella severleri daha yüksek fiyatlarla karşı karşıya bırakabilir.
Giresun’dan fındık üreticisi Özer Akbaşlı "Şu anda fiyatlar yaklaşık %50 arttı" ifadelerini Turkey recap’e aktarıyor. Ürünleri, daha düşük rakımda yetiştirildiği için zarar görmedi.
Fındık fiyatlarının daha da yükselmesi bekleniyor. 2014’te benzer bir don, Türkiye’deki fındıkların %30’unu yok etmiş ve dünya fiyatlarını üç katına çıkarmıştı.
İhracattaki bu tür sert dalgalanmalar, sözleşmelerin askıya alınmasına, piyasa güveninin sarsılmasına ve yabancı yatırımcıların rakip ülkelere yönelmesine yol açabilir, diyor Saner. Yine de bazı yabancı yatırımcılar bu krizi fırsata çevirme eğiliminde.
Sigorta kapsamının dışında
Çiftçileri hava şartlarına bağlı kayıplardan korumak için Türkiye, 2006 yılında TARSİM adlı devlet destekli sigorta sistemini kurdu. Bu sistemde primin yaklaşık yarısını ila üçte ikisini hükümet karşılıyor. Ancak bu haktan yararlanmak için çiftçilerin arazilerini Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kaydettirmesi gerekiyor.
Küçük aile çiftliklerinin çoğunlukla kayıt dışı çalıştığını, Gürer açıklıyor. Bu çiftçiler arazileri birlikte kullanıyor ve tapuları olmadığı için ne kayıt yaptırabiliyorlar ne de sigorta. Ziraat Odaları Birliği’ne bağlı 5,5 milyon çiftçiden sadece 2,3 milyonu ÇKS’ye kayıtlı. Onların da yarıya yakını sigortalı.
Üzüm üreticisi Ömer Ayhanlı, bu tür hava olaylarının nadir ve maliyetli olması nedeniyle sigortalı çiftçilerin tamamının don teminatı almadığını belirtiyor. "Doluya karşı sigortamız vardı" diyen Ayhanlı, "ama soğuk için yaptırmamıştık" diye ekliyor.
Ayhanlı, zirai don sigortası olan çiftçilerin bile tazminat almakta zorlandığını belirterek, soğuğun asma tomurcuklanırken etkili olması durumunda sigorta şirketlerinin zarar oluşmadığını öne sürerek ödeme yapmayabildiğini söyledi.
Bülent’e göre birçok çiftçinin kayıt yaptırmamasının bir diğer sebebi, kayıtlı çiftçilere verilen devlet desteğinin sınırlı olması. Ancak bu kararın bedeli şimdi ağır olabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sigortası olmayan kayıtlı tüm çiftçilerin zararını karşılama sözü verdi. AKP Milletvekili Nilgün Ök de 17 Temmuz’da yapılan komisyon toplantısında sadece ÇKS’ye kayıtlı çiftçilerin tazminat alacağını tekrarladı.

Gürer, komisyon toplantısında, ÇKS’ye kayıtlı olmayan birçok çiftçinin bu kararın dışında kalacağını belirterek, zarar tespiti yapılmadığı için donun etkisinin tam olarak anlaşılamadığını söyledi.
"Çiftçi kayıt sisteminde olsun olmasın tüm üreticilerin zararları karşılanmalı" diyen Gürer borçların ertelenmesi, faizlerin silinmesi ve yeni kredi imkânlarının verilmesi çağrısında bulundu.
Çiftçilerin toplam banka borcu 1,03 trilyon liraya ulaştı. Don felaketinin yarattığı bakım masraflarının borçları daha da artıracağından endişe ediliyor.
Üreticiler temel ihtiyaçlarını karşılayamadığından, gelecekteki hasatlarının risk altında olabileceğini söyleyen Gürer ekliyor: "Cebinde masraflarını karşılayacak parası yok."
Komisyon başkanı ve AKP milletvekili Adem Korkmaz, Türkiye’nin sigorta sisteminin artan iklim risklerine göre değişmesi gerektiğini söyledi. TARSİM’in kapsam ve yaygınlık eksiklerini kabul eden Korkmaz, çözümün temel zorunlu sigorta ile daha kapsamlı isteğe bağlı sigorta olduğunu belirtti.
Tarım Bakanı Temmuz ortası itibarıyla TARSİM’in tahmini zararın yaklaşık yüzde 17’sini ödediğini açıkladı. Kayıtlı çiftçilere sağlanan yardımın Kasım ayına kadar sürebileceğini belirten Erdoğan, 28 Haziran’da düzenlenen tarım toplantısında seraların finansmanı için yeni bir kredi paketi de açıkladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı yorum taleplerine yanıt vermedi.

İklim değişikliği herkesin kapısında
Akdeniz’de iklim değişikliğinden Türkiye kadar etkilenen başka bir ülke yok. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı Levent Kurnaz, çiftçilere yalnızca dona karşı önlem almanın yetersiz olduğunu söylüyor.
"Tarımsal don şansa bağlıdır" diyor Kurnaz Turkey recap’e.
Donlar iklim değişikliğiyle ilişkili olsa da, bu tür şok donların sayısı artmayabilir. Hatta kutupların ısınmasıyla birlikte soğuk hava kalmayacağı için bu tür donlar zamanla azalabilir. Ancak Kurnaz, asıl tehdidin kuraklık ve su kıtlığı olduğu konusunda uyarıyor.
"Çok su isteyen mahsullerden uzak durmalıyız" diyor Kurnaz. Ayrıca Türkiye’nin avokado gibi yerli olmayan ürünlerden de uzak durması gerektiğini ekliyor.
Birleşmiş Milletler’in yakın tarihli raporuna göre, küresel sıcaklıkların yükselişiyle birlikte, Türkiye’deki tarım arazilerinin yüzde 80’i önümüzdeki beş yıl içinde kuraklıkla karşı karşıya kalabilir. 2025’in ilk dokuz ayı, son 50 yılın en kurak dönemi oldu. Bu durum, hububat gibi stratejik ürünler de dahil olmak üzere tarımsal verimi daha da düşürdü.
"Donu atlattık, şimdi sırada kuraklık var" diyen Bülent, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu tarım sisteminin sürdürülebilir olmadığı çok açık."
Denizli’deki üzüm üreticisi Ayhanlı ise şartlara meydan okuyor. Riskleri azaltmak için farklı ürünler yetiştiriyor, arazisini küçük parçalara bölüyor. Enginar ekiyor, koyun yetiştiriyor ve hangi üzüm çeşitlerinin dona dayanıklı olduğunu araştırıyor. Böylece felaketin her yere aynı anda ulaşmasını engellemeyi umuyor.
"40 yıldır bu işi yapıyorum" diyen Ayhanlı ekliyor: "Bırakmıyoruz."
Çeviri Yasemen Cemre Gürbüz tarafından yapılmıştır.
Turkey recap, Türkiye gündeminden haberler sunarken aynı zamanda Türkiye'de haber yayıncılığını ve gazetecileri desteklemek ve hep birlikte üretmek amaçlarıyla kurulmuş bağımsız bir haber kaynağıdır.
Editoryal ekibimiz tarafından kurulan ve kâr amacı gütmeyen bir dernek olan Kolektif Medya Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Turkey recap Türkçe ve İngilizce dillerinde yayın yapar, derinlemesine analizler ve ülke gündemini özetleyen bültenler üretir.
Ceren Bayar, Parlamento Muhabiri, @crnbyr
Günsu Durak, Editör, @gns_drk