ANKARA- Stüdyo Recap, “Teslimiyet değil temsiliyet” iddiasındaki Tufan Erhürman’ın KKTC’nin altıncı cumhurbaşkanı seçilmesini mercek altına aldı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonucundaki detaylar nedir?
KKTC, altıncı cumhurbaşkanını belirlemek üzere 19 Ekim’de 8 adayla sandığa gitti. Seçim yarışında iki aday; mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman öne çıktı.
Sonuçta; KKTC Yüksek Seçim Kurulu (YSK), kayıtlı 218 bin 313 seçmenden 141 bin 504’ünün sandığa gitmesiyle seçime katılım oranını yüzde 64,87 olarak açıkladı.
YSK’nin resmi duyurusuna göre; Tatar 49 bin 714 ile oyların yüzde 31,81’ini alırken, Erhürman 87 bin 137 ile oyların yüzde 62,76’sını alarak seçmen desteğiyle cumhurbaşkanı seçildi. oranında kaldı.
Erhürman, CTP’nin güçlü olduğu Lefkoşa kent merkezi gibi seçim bölgelerinde değil tüm seçim bölgelerinde Tatar’a fark attı.
Seçim öncesinde iddia edildiği gibi seçimde “kutuplaşma” tablosu ortaya çıkmadı. Göçmenler ve ada halkının Erhürman’da birleştiği gözlemlendi.
Adada UBP’li seçmen yoğunluğu olan Güzelyurt’ta, Erhürman’a Tatar’ın yaklaşık iki katı oy çıktı. Bu seçimde, UBP’lilerce sandığa düşük katılım vardı. Bu düşük katılım ada hakkındaki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına yönelik mevcut hükümete tepki olarak yorumlandı.
Adada seçim süreci nasıl geçti, neler yaşandı?
Bağımsız aday olarak gözükse de Tatar, 2020 yılında cumhurbaşkanı seçilmesi öncesinde üyesi olduğu ve milletvekili seçilerek Başbakan olarak da görev yaptığı Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) adayıydı. Yine UBP’yle birlikte şu anda mevcut hükümetin koalisyon ortağı olan Demokrat Parti (DP) ile Yeniden Doğuş Partisi (YDP) de Tatar’ı destekledi.
Tatar’ın kampanya dönemi, “devlet ve millet bekası tehlike altında” propagandasıyla geçti.
Ersin Tatar ile KKTC iktidarındaki siyasi partiler, Tufan Erhürman’ın “devleti yok edebileceği ve Rum tarafıyla koşulsuz federasyon modeliyle birleşme yoluna gidebileceği” algısı oluşturmaya odaklandı.
Tatar, “iki devletli çözüm” modeliyle adada kalıcı barışı sağlama iddiasını koruyarak, bunun Türkiye’nin de politikası olduğunu ve dolayısıyla sadece kendisi seçilirse Ankara’nın KKTC’yle yakın ilişkisini sürdüreceği kampanyasını da yürüttü.
Türkiye’nin Tatar’a desteği, seçim kampanyasında rol alan aktörler ve vaatlerle açığa çıktı. AK Parti’ye yakınlığıyla tanınmış sanatçılar “Atak Zamanı” sloganıyla yürütülen kampanyaya destek verdi.
Tatar, seçim kampanyasında Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “dava arkadaşı” olarak sunuldu ve aslında hükümetin görev alanındaki konularda, Türkiye’nin mali desteğini alacağını söyleyerek vaatlerde bulundu.
Süreçte, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gibi Türkiye’deki iktidar kanadından siyasetçiler adayı sıklıkla ziyaret etti. Kimisi Tatar’ın yanındaydı, kimisi Adıyaman, Hatay, Gaziantep gibi illerden adaya göçenlerin kurduğu dernekleri ziyaret etti.
AK Parti ve MHP’li bu isimlerce yapılan ortak vurgu, KKTC’nin bekası için iki devletli çözümde ısrar edilmesi, dolayısıyla Tatar’ın seçilmesini işaret etmek oldu.
Bu ziyaretçilere, son hafta Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ da eklendi. Erhürman’ın ‘federasyon modeliyle Rum tarafıyla müzakere edilebileceği’ görüşü ise, “Kuzey’i Güney’e teslim etmek” şeklindeki propagandanın malzemesine dönüştürüldü.
Siyasal ve toplumsal muhalefet cephesinde ise “2020 Travması” olarak tanımlanan “Türkiye’nin müdahalesi” ya da bir başka deyişle “AK Parti – MHP iktidar ortaklığınca baskı yapılması” endişesi vardı.
Erhürman, “Bizim Sözümüz” sloganıyla yola çıkarak, adada seçmenleri kutuplaştırma siyasetine karşı tavır aldı. Seçmenlere mülkiyet, AB vatandaşlığı, karma evlilikler gibi başlıklarda çözüm için Rum tarafıyla “sonuç odaklı müzakere” yapacağını söyledi.
KKTC ile Türkiye’nin kaçınılmaz birlikteliğini sıkça vurgulayan Erhürman, “biat etmeyeceğinin sinyalini de verdi. “Türkiye garantör ülke. Türkiye’yle istişare edeceğiz, kendi düşüncelerimizi anlatacağız, konuşacağız” mesajını seçim sürecinde sıkça yineledi.
Seçim sonucu ne anlama geliyor?
Kıbrıs Türk halkı açısından seçim, son 50 yılı aşkın sürede ada gündeminde olan Kıbrıs Sorunu’nu çözüme taşıyacak noktada değildi.
Ada halkı “kalıcı barış çözümü” için umutlu olmasa da Rum tarafıyla günlük hayatını kolaylaştıracak özellikle ekonomik koşullarını iyileştirilecek adımlarla ilgili somut sonuçlar alınabilecek müzakere yürütülmesini talep etti.
Seçim sonucunda Erhürman’ın ciddi farkla oy alması ortaya koydu ki Tatar ekibince yürütülen “İki devlet mi, federasyon mu?” propagandası etkili olmadı.
Erhürman, adadaki mülkiyet sorunlarına çözüm arayışını hızlandırmak, Rum tarafıyla mevcut kapı geçişlerindeki zorlukları azaltmak üzere müzakere yürütmek, yeni sınır kapısı açılışını sağlamak, yerel bazı ürünlerde Güney Kıbrıs ile ticareti kolaylaştırmak gibi somut vaatlerde bulundu.
Bunun yanı sıra KKTC’nin, “kara para aklama cenneti” ifadesiyle kumarhane işletmeleriyle, mafya benzeri suç örgütlenmeleriyle, aşırı lüks otomobil ticaretiyle sahte diploma skandalıyla anılması rahatsızlığı, seçim sonucunu belirleyen temel unsurlardan oldu.
Tatar ve mevcut hükümet ile yakın ilişkisi olduğu öne sürülen Halil Falyalı’nın 2022’de öldürülmesiyle birlikte adadaki rahatsızlık ve tartışma iyice belirginleşti. Seçim bu anlamda, 2027 Genel Seçimler öncesi, UBP’nin öncülüğündeki koalisyon hükümetinin güven oylamasına dönüştü.
Lideri olduğu CTP ve Toplumcu Demokrasi Partisi’nin (TDP) desteklediği aday olarak Erhürman, KKTC’nin dünyada karanlık, mafyatik ilişkilerle değil saygınlıkla anılmasını sağlamak üzere çalışacağı sözünü verdi.
Sonuç Kıbrıs sorunu müzakeresine nasıl yansıyacak?
Tufan Erhürman, BM açısından bugüne kadar Kıbrıs sorununda “federasyon temelli yapı kurulması” formülünün kabul edildiği, bunun Kuzey’de devlet kazanımlarından vazgeçmek anlamına gelmediği görüşünde.
Güney Kıbrıs’ın AB’nin vatandaşlık hukukunu ihlal etmesine karşı müzakereye zorlanması gerektiğini vurgulayan Erhürman,Kuzey Kıbrıs halkının BM nezdinde kayda geçirilmiş kazanımlarından da geri adım atılmayacağı iddiasında.
“Yaşadıklarımızdan ders çıkarıyoruz” diyen Erhürman, “federasyon modeli” ötesinde Rum tarafıyla nasıl bir müzakere olacağını şöyle açıkladı: “Birincisi, siyasi eşitlik pazarlık konusu olmayacak. İkincisi, takvimi olacak. Üçüncüsü sonuç odaklı olacak. Dördüncüsü, statükoya geri dönüş olmayacak yani ‘Annan Planı sonrasında kaldırılmamış izolasyonlar devam ettirilemeyecek’ sözü baştan verilecek.”
Dolayısıyla adada; Erhürman’ın, Tatar’ın iddia ettiğinin aksine Rum tarafına teslimiyetçi bir yaklaşım içerisinde olmadığı, eşit temsil için müzakerede bulunma niyetinde olduğu yorumu güçlü biçimde yapıldı.
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman kimdir?
1970 Lefkoşa doğumlu Tufan Erhürman,1992 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede, yüksek lisans ve doktora eğitimi de alarak kariyerini akademide sürdürdü.
KKTC’de akademisyenken 2005-2010 yılları arasında KKTC’nin İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat döneminde Kıbrıs müzakere heyetinde yer aldı. Böylece Kıbrıs sorunu müzakeresine odaklanmaya başladı. Ardından 2013’te Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden (CTP) Lefkoşa milletvekili oldu. Son dokuz yıldır CTP Genel Başkanı olan Erhürman, 2018’deki koalisyon döneminde 15 ay Başbakanlık görevinde bulundu.
Erhürman, 2020’deki seçimlerde de Cumhurbaşkanı adayıydı ancak yüzde 21,67 oy aldı. O seçimden bugüne Türkiye’yle ilişkiler başta olmak üzere Cumhurbaşkanı seçilmesi için gerekli zemini yaratmak üzere çalışmalar yaptı.
Toprak isimli bir oğlu olan Erhürman, ‘Toprak’ın babası’ sıfatını ne kadar önemsediğini şu sözlerle anlatıyor: “Ne bu ülke toprağından ne Toprak’ımdan ne bu ülkenin çocuklarından vazgeçerim.”
Erhürman’ın kız kardeşi Heyecan Erhürman’ın eşinin Türkiyeli olması da Kuzey Kıbrıs’ın yeni cumhurbaşkanının karma evlilik sorununa bizzat tanık olması dikkat çeken bir detay.
Erhürman; aleyhindeki “Türkiyelileri sevmiyor” propagandasına karşı yeğenlerini hatırlatarak “Benim Türkiye’yle bağım hep güçlü” yanıtını veriyor.
Stüdyo recap, Turkey recap’in içinden doğdu. Stüdyo recap hızlı gelişen Türkiye haber döngüsünü anlamlandırmanıza yardımcı olmak için kurulan ve Türkçe içeriklere yer veren bağımsız ve okuyucu destekli bir haber platformudur.
Stüdyo recap’in kadrosu, deneyimli parlamento muhabirleri Ceren Bayar, Yıldız Yazıcıoğlu, editör Günsu Durak ve sosyal medya uzmanı Demet Şöhret’in bir araya geldiği 4 kişilik bir ekip.
Turkey recap ve Stüdyo recap; Turkey recap Medya Ajans Hizmet ve Tic. Ltd. Şti. bünyesinde yer alıyor.
Daha fazla bilgi, geri bildirim veya önerileriniz için bizimle iletişime geçin: info@turkeyrecap.com
Sosyal medya hesaplarımız:
Youtube: @StüdyoRecap
İnstagram: @studyorecap
Twitter: @studyorecap
Tiktok: @stdyo.recap
Bluesky: @studyorecap.bsky.social